Saadetli hanede bir gece vakti idi. Hz. Aişe
annemiz yün eğiriyor, Peygamberimiz (ASM) ise, ayakkabısını tamir ediyordu. Çok sıcaktı ve Allah’ın Resulü’nün (ASM) mübarek alnından, boncuk boncuk terler damlıyordu. Hz. Aişe, her bir ter tanesinin, gecenin karanlığı içinde inci gibi parıldadığını gördü. Birden susuverdi, daha bir kelam edemiyor, gözlerini Allah Resulü’nden (ASM) alamıyordu.
Peygamber Aleyhisselam, onun bu halini farkedince: “Neden sustun ve neden öyle garip garip bakıyorsun?” buyurdu.
Hz. Aişe ise şöyle cevap verdi:
“Terliyorsun ama akan terlerin sanki ışık saçıyor. Ebu Kebir el Hüzeli seni görse idi
, şiirinde sadece seni anlatırdı. Çünkü o, sevdiğinden bahsederken ‘yüzündeki parıltıya baktığında, su üzerinde parlayan ayın ışıltısını görürsün’ söyler.”
Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ Rasulallah…
(106 kelime)