Çocuğun yetişme çağlarında okudukları, kirpikleri gibidir.
Gözlerinde kalır. Benzer olaylarda hatırlar onları.
— Fâzıl Hüsnü Dağlarca

HAYDİ!” dedi babam, “toparlanın, gidiyoruz.”
“Nereye?” diye sormaya vakit yok. Evin önünde
eski bir kamyon bekliyor. Kasasının altı
kum, üstü demir, bir yanı da çimento yüklü. Kamyonun
şoförü de tanıdık biri. “Koreli” lâkaplı Mustafa Amca.
Babam rahmetli, aceleci bir insandı. Bir seslendi mi,
ikinciye gerek kalmadan hazır olmalıydık. Bodrumdan
çıkardığımız kazma – kürek ne varsa, attık hepsini kamyonun
arkasına. “Bismillah” deyip yola koyulduk. Şoför
mahallinde iki kişi, kamyonun arkasında ben dâhil üç,
dört kişi daha… Devamını Oku »