SEVGİLİ EFENDİMİZ (asm), Aişe validemizin yanındaydı. Saadetli hanesinden çıkıp, arkadaşlarının yanına gidecekti. Dışarıya çıkmadan önce, odanın içinde bulunan bir kap suya, aynaya bakar gibi baktı. Nurlu simasınının sudaki yansımasını orada gördü.
Yazar: Melike Kabay


“Selman doğru söylemiş!”
“Selman doğru söylemiş!” PEYGAMBER EFENDİMİZ (asm), bazı sahabileri, bazılarıyla kardeş ilan ederdi. Mesela, Selman-ı Farisi ile Ebu Derda, böyle kardeş ilan edilenlerdi. Bir gün, Selman, kardeşliği Ebu Derda’yı ziyarete gitti. Kapıyı Ebu Derda’nın hanımı açtı. Kadıncağız, son derece eski ve perişan bir kıyafet içindeydi. “Hayırdır”…

Temimdari’nin Kandili
İLK MÜSLÜMANLAR, Medine’de yaptıkları ilk mescitte, namazlarını, Peygamber Efendimiz’in (asm) arkasında kılıyorlardı. Akşam ve yatsı namazları karanlığa denk geldiğinden, o vakitlerde mescidi aydınlatmak için gündüzden topladıkları kuru hurma yapraklarını tutuşturuyorlardı. Ancak çoğu zaman, ateş sönüyor ve namazlarını karanlıkta kılmak zorunda kalıyorlardı.

Kul peygamber
SEVGİLİ EFENDİMİZ (asm), Sefa Tepesi’nde Vahiy Meleği Cebrail’e: “Ey Cebrail! Seni görevlendiren Allah’a yemin ederim ki gece, evimde ne un ne de yiyecek başka bir şey vardı” dedi. Allah Resûlü’nün (asm) bu sözlerinin ardından gökler semasından—İbni Abbas’ın tabiriyle—bir duvarın yıkılışı gibi bir ses geldi.

Son nefeste Cennet
MEDİNE’DE Yahudi bir adamın oğullarından bir tanesi, Peygamberimiz’in (asm) hizmetinde bulunmak şerefi ile şereflenmiş idi. Bir gün bu çocuk hastalandı. Allah Resûlü (asm)de onu ziyarete gitti. Hasta çocuğun başı ucunda oturup ona: “Müslüman ol!” buyurdu. Çocuk, gözlerini babasına dikti ve ondan izin istedi.